Kategoriler: ManşetTürkiye

Berkin Elvan davasında karar: Sanık polise 16 yıl 8 ay hapis cezası, tutuklama yok

Gezi Parkı eylemleri sırasında Okmeydanı’nda başına polisin attığı gaz fişeğinin isabet etmesinin ardından aylarca komada kaldıktan sonra vefat eden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin davanın karar duruşması, bugün İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Mahkeme, polis Fatih Dalgalı‘yı “olası kastla öldürmek” suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle 16 yıl 8 ay hapse mahkum etti ancak tutuklamadı. Sanık polis yurtdışına çıkış yasağı adli kontrolü uygulanarak serbest kaldı.

Savcı 29 Ocak’ta görülen bir önceki duruşmada verdiği mütalaada sanık Dalgalı’nın “bilinçli, taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapsini talep etmişti.

Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “16 yıl cezayı kabul etmiyorum. Diğerleri de cezalandırılana kadar durmayacağım. Bu, burada bitmeyecek” dedi.

Duruşma öncesi Berkin Elvan’ın ailesi adliye önünde açıklama yaptı. Açıklamaya CHP, HDP ve TİP milletvekilleri de katıldı. Taksim Dayanışması tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Katillerin hesap vermesini beklediğimiz Berkin’imizin davasında 20 duruşmanın ardından sona yaklaşıyoruz. 8 senedir Berkinimiz için adalet talebimizi, Berkin’in koşup oynadığı sokaklarda, meydanlarda, adalet saraylarında haykırırken Berkinimizi vuran polis görevine devam etti. 5 senedir adaletin peşinden koştuğumuz dava sürüncemede bırakıldı. Yeni bir heyet atansa da bu davanın tarafsızlığı şüphelidir. Sanık Fatih Dalgalı’nın 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapsi talep edildi. Karar verilmesini beklediğimiz bu duruşmada Berkin için adalet istiyoruz.”

Mahkeme başkanı: Yeni atandık ama dosyaya hakimiz

Duruşmada ise mahkeme başkanı, davaya yeni atandığını ancak dosyayı incelediklerini söyledi. Başkan, “Adil bir yargılama yapmaktan başka bir işimiz yok. Sadece somut delillere, kanuna ve vicdana uygun karar vermeye çalışıyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın” dedi. Duruşma savcısı, esas hakkındaki mütalaasında bir değişiklik olmadığını söyledi.

Verilen aranın ardından son sözü sorulan Dalgalı şunları söyledi: “Yüzde 30’luk bir benzerlik yüzünden sanık sandalyesine oturdum. Delil karartılıyor diyorlar ama İçişleri Bakanlığı’nın dosyaya sunduğu görüntülerle bu hale geldi dava. Gaz fişekleri yüksek derecede ısı çıkarır. Berkin Elvan’ın kafasında yanık izi yok. Ben baştan beri devletime hizmet ettim, etmeye de devam edeceğim. Beraatımı talep ediyorum”

Avukatı ise suçun maddi unsurları olmadan müvekkilinin cezalandırılmasının vicdanına sığmadığını söyledi; “Bir kişinin telefonunun o bölgeden sinyal vermesi o kişinin orada olduğu anlamına gelmez” dedi. 

Sami Elvan: Polisim destan yazdı diyen kişi çocuğumun katilidir

Duvar‘ın aktardığına göre, sözleri sorulan Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ise şöyle konuştu: “Benim ailem sekiz yıldır acı çekiyor.  Sekiz yıldır benim evimde her gün cenaze var. Benim bugüne kadar polisle devletle işim olmadı. Çünkü hep işimi düzgün yaptım. Ekranda duran katil zanlısı benim oğlumu öldürdü. Ama her şeyiyle inkar ediyor. Benim arkamda kimse yok sadece bir yüreğim ve onurlu duruşum var. Sizler her şeyi yapabilirsiniz sayın Yargıçlar. Savcıya sesleniyorum sizin makamınızda TC var. Siz artık bu ülkedeki kanı durdurun. Bizim çocuğumuz geri gelmeyecek bunu biliyoruz ama diyoruz ki bu dava bir emsal teşkil etsin İzmir‘deki vahşet yaşanmasın… Benim polisim destan yazdı diyen kişi benim çocuğumun katilidir. Ekranda görünen kişi tetikçidir. Sizler gerçek kararı verirseniz önümüzdeki süreçte o polis o tetiği çekerken 20 kere düşünecek. Tek talebim adaletli karar vermenizdir”

Gülsüm Elvan: Çocuğumu bilerek öldürdüler

Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ise, “Bir gün bize bir telefon geldi. İstanbul Valisi’nin sekreteriydi. Haziran’ın 5’iydi. Oğlumuzla birlikte valinin bizi beklediğini söyledi. Yalanla dolanla bizi Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler. Çocuğumla Grup Yorum’u konuştular. Çocuğum bilinçli bir şekilde vuruldu. Kızkaçıranla yıllarca oynadı çocuklar. Çocuğum taş atsa bile öldürmemeleri gerekirdi. Devlet bunu yaptı, hala da yapıyor. Benim feryadım çocuklar ölmesin, başka analar ağlamasın diye. Ama her gün bize bir anne daha katılıyor. Benim çocuğumu bilerek ve isteyerek öldürdüler. Bu devlet çocuğumu hem öldürdü, hem de üzerinden para kazandı. ”

Can Atalay: Bir çocuk Alevi diye şüpheli kabul edilemez

Birgün‘den Dilan Esen’in haberine göre de mahkemede savunma yapan Avukat Can Atalay, “Bir çocuk Okmeydanlı ve Alevi olduğu için şüpheli kabul edilemez. Bu ancak ırk ayrımcılığı rejiminde olabilir. Bu savunma hayatınızda görebileceğiniz en utanç verici savunmadır. Uyarı yapılmış mı yok. Dağılma koridoru açılacak, dağılmaya ilişkin zaman tanınacak, buna ilişkin bir süre var mı? Yok. Böyle bir durum polisin müdahalesini haklı kılar mı?” dedi.

Avukat Akçay Taşçı ise, sanık Fatih Dalgalı’nın Berkin’i vuran atışı kasten yaptığına dair görüntü tespitlerini paylaştı: “O anda kamu düzenini bozacak, polisleri tehlikeye atacak bir durum yok. Tam o anda sanık polis ve fişekçi polis karar alıyorlar ve doğrudan nişan alıyorlar. Bu davada bilinçli taksirden bahsedemeyiz. Sanık polis doğrudan hedef alarak, nişan alarak 1 buçuk metre boyundaki bir çocuğu öldürmek için hareket etmiştir.”

Çiğdem Akbulut: Emri veren de sorumlu

Avukat Çiğdem Akbulut da şunları söyledi:

“Bir çocuğun, devletin kolluğu tarafından kasten öldürüldüğü bir dosya hakkında konuşuyoruz. Siyasetçilerinin söylemlerinden anlıyoruz ki bu dosya siyasi bir dosya. İstanbul’dan Ankara’ya Berkin için yürüyen avukatlara ‘Neden Berkin Elvan dosyasında avukatlık yapıyorsunuz?’ diye soruldu. Avukat Ebru Timtik‘i kaybetmemizin sebeplerinden biri de onun Berkin için adalet arayışıydı. Berkin’in kafasından polis tarafından vurulduğu gün anladık ki işimiz çok zordu. Çünkü bu dosya Gezi Direnişi sırasındaki çok sayıda dosya ile birleştirilmek istendi. Bir şeylerin farkında olduğu için bu soruşturmayı ilk savcı tamamlayamadı. Görüntüleri istediğimizde MOBESE yok dediler. Gerçek ortaya çıkınca ise ilgili kameraların Gezi sırasında kırıldığı yalanını söylediler. Bu dosyada yer alan görüntülere tüm bu çabalarla ancak bir yıl sonra ulaşılabildi.

Bu dosyada keşif talebi isteyen savcı ‘gereksiz masraf yapıp devleti zahmete sokma’ denilerek tehdit edildi. Berkin’i vuran polisin bulunduğu ekibin amiri ancak 2015 yılında, ismi tespit edildiğinden bir  sene sonra dinlenebildi. Dinlendiğinde de ‘uzun zaman geçti, hatırlamıyorum’ dedi. Berkin’i kasten vuran sanık polis tüm yargılama boyunca yalan söyledi. Orada olmadığını söyleyen sanık polisin telefon sinyal kayıtları tam da o sırada orada olduğunu gösteriyor.

Biz artık polisler tetiği çekerken bir kez daha düşünsün istiyoruz. Sanığın kasten öldürmekten ceza almasını talep ediyoruz. Şunu da belirtmek istiyoruz ki burada sorumlu sadece tetiği çeken sanık polis değil. Ona emri veren amir de onun kadar bu katliamdan sorumlu. Soruşturulmayan bu polisler hakkında da soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz.”

Neler yaşandı?

İstanbul, Okmeydanı’nda 16 Haziran 2013’teki polis saldırısında başının arkasından gaz fişeğiyle yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan hastaneye kalbi durmuş olarak götürüldü. 269 gün sonra, tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 11 Mart 2014’te hayatını kaybetti.

Elvan Ailesi’nin avukatları 25 Haziran 2013’te polislerle ilgili “kasten adam öldürme” suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise yapılan suçlamayı “zor yetkisine ilişkin sınırın aşılması” olarak değiştirerek kabul etti ve ardından soruşturma başlatıldı.

Altı savcı değiştirerek devam eden soruşturma 20 Aralık 2016’da tamamlandı. İddianamede “şüpheli” olarak yer alan polis memuru Fatih Dalgalı’nın “olası kasıtla adam öldürmek” suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada bugüne dek görülen duruşmalara SEGBİS ile katılan sanık polis, görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını iddia ederken 23 Ocak 2019 tarihli duruşmada dosyaya ulaşan bilirkişi raporunda, Berkin Elvan’ın sanık polis tarafından yapılan atış neticesinde yaralandığı “kuvvetle muhtemel” olarak değerlendirildi. Ancak sanık polisin tutuklanması yönündeki talepler reddedildi.

Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin sürdürülen davanın 19. duruşması 29 Ocak’ta İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mütalaada sanık polisin “Bilinçli taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapsi talep edildi.

Soruşturma kapsamında ifadesi alınan 42 polis hakkında ise takipsizlik kararı verildi.