‘Adressiz kurşun katildir’, ya adreslisi ? – Mustafa Tuncaelli

Gazeteci, yazar ve BDP milletvekili Altan Tan, Taraf Gazetesi’nde çıkan “Adressiz Kurşun Katildir” yazısında(*), Devlet’in ve AKP’nin dayattığı ve kendisinin “acısız asimilasyon” dediği “bireysel haklara evet, kolektif haklara hayır” yaklaşımını ve bazı Kürt siyasetçilerin önerdiği “topyekûn Devrimci Halk Savaşını başlatmak” düşüncelerini eleştirirken çözüm olarak, şunları önermektedir;

Bin yıldır birlikte yaşadıkları Türklerle demokratik bir Türkiye’de yine birlikte,ancak eşit ve adil ortak olarak yaşamak isteyen Kürtler İNSANİ olarak da, İSLAMİ olarak da, VİCDANİ olarak da taleplerinde haklıdırlar.

Yapılması gereken, bu haklılığı TBBM de dahil (belki de başta ) olmak üzere akla gelebilecek her zeminde tüm argümanları ortaya koymak; içte ve dışta bütün demokratik çevrelerle ittifakı kuvvetlendirmek ve ‘DEMOKRATİK HALK DİRENİŞİNİ’en güçlü bir şekilde örgütlemek olmalıdır.”

Bu düşüncelerine aynen katılıyorum ve destekliyorum. Ama Devrimci Halk Savaşı tezini eleştirirken söylediği “Ayrıca ‘kurşun mutlaka adres sormalıdır” düşüncesini eleştiriyorum. Tan şöyle demektedir;

ADRES SORMAYAN KURŞUN KATİLDİR…Adres sormayan, soramayan her kurşun TERÖRİSTTİR. Kürtlerin en büyük güçleri mazlumiyetleri ve haklılıklarıdır. Mazlum zalimler gibi davranmaya başladığı an bütün gücünü kaybeder. Kamuoyu vicdanında kabul görmeyen, masum insanlara zarar veren her türlü eylem terör eylemidir.‘Savaşında’ ‘Barışın da’ bir hukuku olmalıdır. Bu konuda karar verici ve belirleyici olanların ‘bir’ defa değil; ‘bin’ defa düşünme mecburiyetleri vardır.

Ben de soruyorum? Ya Adreslisi? Yani kurşun adres sorarsa katil değil mi? Yani öldüreceği kişi belli ise, önceden tasarlanmış ise katil olmaktan çıkar mı? Ölen kişinin üzerinde üniforma olup olmaması çok mu önemli? Ölen kişi bir canlı, bir insan değil mi? Gerilla, askeri ve polisi hedef alıp öldürürse normal, sivilleri öldürürse mi yanlış? Bu açıdan bakarsak Devlet bombalarını atarken gerilla giysili olanlara gelirse normal, sivil halka gelirse mi yanlış?

Mazlum zalimler gibi davranmaya başladığı an bütün gücünü kaybeder. Kamuoyu vicdanında kabul görmeyen, masum insanlara zarar veren her türlü eylem terör eylemidir.

Doğrudur. Ama bugün kamuoyu vicdanı her türlü ölme ve öldürme eylemini reddetmektedir. Silahlı mücadeleyi değil, barışı istemektedir.

“Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir” zihniyeti, Devlet için olduktan sonra her türlü şiddeti meşru gören bir zihniyettir. Bu paradigma ile büyük katliamlar yapılmış, yüzlerce kürt vatandaşımız katledilmiştir.

Özgürlük, Eşitlik ve Demokrasi için mücadele edenlerin zihniyeti böyle olmamalıdır. Hak ve Özgürlükler için mücadelede silah kullanımı, kurşunun adresli ya da adressizi seçenek olmaktan çıkarılmalıdır. Düğünlerde bile kutlama için havaya atılan kurşunlardan bir çok masum insanın hayatını kaybettiği bir ülkede “kurşunun adres sormasını” beklemek abestir. Siirt’te 6 kadının kurşunlanıp bombalanmasında oluğu gibi “Kurşun Adres Sormuyor”.

Hak ve özgürlük için mücadele ediyorsak ve mücadele devlet güçlerine karşı veriliyorsa başka bir yol yok mudur?

Vardır,  şiddete, silaha başvurmadan da verilebilecek mücadele yöntemleri vardır, yeter ki biz isteyelim.Özellikle dünyanın küçük bir köy haline geldiği günümüzde, her türlü iletişim araçlarıyla savaşların,başkaldırıların online izlenebildiği bir dönemde ve görece demokratik kanalların açık olduğu ülkemizde şiddetsiz çözüm imkanları vardır. Tan yazısında “DEMOKRATİK HALK DİRENİŞİ” ‘ni önermiştir, doğrudur ama adresli ya da adressiz kurşunu reddederek.

Hepimiz adresli de olsa, adressiz de olsa her türlü kurşuna, silaha, ölme ve öldürmeye karşı çıkmalıyız.

Yoksa ölen ya da öldürülen insanlardan sıçrayan kanın elinize, yüzünüze sıçramasını önleyemezsiniz, dökülen kanda sizin de sorumluluğunuz olur.

Yani siz de bir katil olursunuz!

Altan Tan’ın yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Mustafa Tuncaelli
26/09/2011

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kardan Kadın da Roma Bostanı’nda

İstanbul’da kar yağınca hayat yavaşlar. Okullar tatil olur, araçlar...

ABD’de seçimi izlemek: Korkuların cisimleştiği gece – Göktuğ Taner

Bizim evin geleni gideni bitmez, sağolsunlar. Amerika’daki seçim gecesi...

Bir “teferruat” hikayesi değil: Kaz Dağları, Termik, Baraj, HES!

Çanakkale’nin Yenice ilçesi geçtiğimiz günlerde siyanürle altın arama izni...

İklim Forumu ilk gününden izlenimler – Didem Usluca

Bundan bir yıl önce çalışmalarına başlayan #IklimIcin Hareketinin düzenlediği...

“G 20 Krizler ve Alternatifler” toplantısı ile benim krizim – Fatoş Çırnaz

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinin Yeşil Sol buluşma G2O...

EN ÇOK OKUNANLAR