Ekolojik YaşamManşet

Yanan ormanlar ve yanan hayvanların etlerinin kokusu

0

“Aklımdan çıkmayan o” diyor Nusaybin Kuyumcular Derneği Başkanı Takyeddin Aktaş, “Ormanları, yanan ormanları söndürmeye gittiğimizde burnumun direğini sızlatan ve çok yoğun bir şekilde hissedilen canlı canlı yanan hayvanlardan gelen et kokusu”…

nusaybin1

 

Diyarbakır’dan çıkmış, günün ilk ve son polis kontrolünden geçmiş, Nusaybin Demokrasi Parkı’nda yerel insiyatifler, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile buluşmuşuz. Amacımız Amed, Botan ve Dersim’de son 10 ila 15 gün içinde peşpeşe çıkan orman yangınları hakkında yerinde gözlem yapmak, yerel ile olayın seyrini konuşmak, yangınların çıkış nedeni hakkında fikir edinmek ve buna dair bir rapor hazırlamak.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Ekoloji ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nin daveti ile ülkenin dört bir yanından bölgeye gelen ekolojistler olarak #ormanlarımızıyaktırmayacağız şiarı ile hareket ediyoruz. Biz 2. Grup olarak Botan bölgesini dolaşıyoruz.

Nusaybin Demokrasi Parkı’nda yerelin anlatımlarının ardından DTK Ekoloji’den Şehbal Şenyurt Arınlı ile Mezopotomya Ekoloji Hareketi’nden Nesime Atlı kim olduğumuzu, ne amaçladığımızı özetliyor.

Ekipte HDP Siirt Milletvekili Hatice Seviptekin ile HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü de var.

Nusaybin Demokrasi Parkı’ndan yanımıza Kuyumcular Derneği Başkanı Takyeddin Aktaş, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Abdulgani Bilgen ve Muhtarlar Derneği Başkanı Şakir Acar’ı da alarak ayrılıyoruz. İlk durağımız Bagok Dağı. Bölgedeki köyleri ziyaret edip yangınları yerinde gözlemleyeceğiz.

nusaybin2

 

Kuyumcular Derneği Başkanı Takyeddin Aktaş yanımda oturuyor. Ulaştığımız ilk köy görünmeye başladığında, “İşte bizim köy” diyor, “Türkçe adıyla Düzce, Kürtçesi ile Sırınç”. Sırınç’tan köy muhtarı Yusuf Kılıç’ı da yanımıza alarak ayrılıyoruz.

Bölgede orman yangınlarının çıkış sebebi hakkında kanaat ortak :Son 15 günde 90lara dönüldüğü izlenimini veren operasyonlar. Aynı yerde 6, 7 yerde yangın çıkması bize bunu düşündürüyor algısı hakim. Devletin ormanların yanması için izli mermi, özel işlenmiş mermi ve havan topu kullandığını dile getiriyorlar.

“Bu bahar çok iyi geçti” diyor ekipten biri, “Otların boyu bu kadar oldu” diye devam ediyor elini göğüs hizasına getirip, “Sonra kurudu otlar ve ilk alevde koca bir yangına dönüştü.”

“Bir köstebeğin hayatı ile bir insanın hayatının eşdeğer olduğu kanısını yeniden uyandırmak istiyoruz” diyor DTK Ekoloji’den Şehbal Şenyurt Arınlı.Bölgede birçok yerde yangın çıkmış. Bazı noktalarda durup fotoğraf çekiyor ve durumu yerinde tespit ediyoruz.

“Kürdün ağacı, insanı gibi direnişçidir” diyor DTK Ekoloji’den Kasın gülümseyerek çevremizi saran ağaçları gösteriyor bana, “Bunlara Beru deriz Kürtçesi ile Türkçesi ile Meşe. Ne kadar yakarsan o kadar gür çıkar. Kökü sağlam olduğu müddetçe bu ağaçları yok edemezsin”. 90lı yıllardan bu yana yakıla yakıla ekosistem bu duruma kendini adapte etmiş duygusu geçiyor içimden.

Bagok Dağı’ndaki Süryani Köylerini ziyaret ediyoruz. Öğle yemeği için mola verdiğimiz Süryanice adı ile Arkah, Türkçesi ile 3 Yol’da düğün hazırlığı var. Bizi güleç yüzlerle karşılıyor herkes.

Akrah’tan sonra Mor Yakup Manastırı’na uğruyoruz. Rahip Aho bize manastırı gezdiriyor. Manastır çevresini kendi el emeği ile bostanlar ile kaplamış. Manastırın çatısından Rojava görünüyor.

Ardından orman yangınları köyün içine kadar gelen başka bir Süryani Köyü Dağiçi’ne (Süryanice adını not almamışım) uğruyoruz. Mor Aho Kilisesini geçip mola veriyoruz. Bu arada Aho, erkek kardeş birader anlamına geliyor Rahip Aho’dan öğrendiğimize göre. Dağiçi’nde yangın evlerin dibine kadar gelmiş. Köyü yanmaktan kurtaran önünden geçen yol olmuş.

Nusaybin Bagok Dağı’nda çok zaman harcadığımız için Cizre planını şimdilik kaydıyla erteleyip geceyi geçireceğimiz Şırnak’a doğru yol alıyoruz. Şırnak’ta kadınlar ve erkekler ayrılıyor. Biz Şırnak İHD’den, Şırnak Yardımlaşma Derneği’nden ve daha pek çok sivil toplum örgütüyle bağlantısı olan Ekrem Ertaş misafir ediyor.

nusaybin3

“Nasıl burada hayat?” diyorum Ekrem’e yemeği   yedikten sonra çay içme faslında, “37 yaşındayım, ömrümün sadece geçen iki yılı rahat, olaysız geçti” diyor. IŞİD saldırılarından kaçan Kobanililer ile Ezidiler’in durumunu anlatıyor.

 

Ertesi gün 8:00’de Şırnak Belediyesi’nde güne başlamak üzere dinlenmeye çekiliyoruz.

#ormanlarımızıyaktırmayacağız inancı pekişmiş olarak

 

#anavarrza

Fotoğraflar :Nesime Atlı

 

Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.