Dış Köşe

“Tamam da Kardeş, Sen Somalı mısın” – Reşit Elçin

0

26 Haziran Cuma günü Kolin şirketler grubunun Yırca’da yapamadığı kömürlü termik santral projesinin yeni yeri olan Kayrakaltı köyüne gittim. Şirketin hazırlattığı Çevresel Etki Değerlendirmesi(ÇED) raporunun halkın katılımı toplantısına katılarak raporun sunumunu dinledim. Tam görüşlerimi dile getirmek için söze başlamıştım ki “Tamam da kardeş, sen Somalı mısın” diye başlayan sözlü ve fiziksel taciz sonunda konuşma yapamadan alandan ayrılmak zorunda kaldım.

Köye doğru ilerlerken gördüklerimle başlayayım. Heidi’nin çizgi filmlerinden kalma bir vadi, tepesinde rüzgar gülleri dönen bir köy, yol boyunca ilerleyen 7 jandarma aracı, Manisa İl Jandarma Komutanı, civar ilçelerin Belediye Başkanları ve Yırca’da köylülerden habersiz santral için yer gösteren Yırca’nın eski muhtarı.

Zarar işçilerin evsel atıklarından ibaret(!)

Tabii ki de ÇED raporunu hazırlayan şirket, raporda yazdıkları termik santralin yılda 4 buçuk milyon ton kömür yakması ve günde 34 bin 560 ton su kullanması gibi konulardan bahsetme gereği duymadı. Bunun yerine inşaat aşamasında çalışacak işçilerin yaratacağı evsel atıkların nasıl temizleneceğini anlatmakla yetindi.

Yanlış bilgilendirme

Kendi hazırladıkları ÇED raporunda inşaat aşamasında 1500 kişiyi çalıştıracağını yazan şirket, toplantıda birden bire bu rakamı 2500 kişiye çıkardı.

Halkın katılımı

Neyse ki çok kısa süren bu bilgilendirmeden sonra sorusu ya da görüşü olan var mı diye anons yapıldı, kimsenin eli kalkmayınca raporu önceden okumuş biri olarak söz istedim. Adımı söyledikten sonra inşaat aşamasında çalışacak işçi sayısının yanlış aktarıldığını vurguladım, sonrasında ise Yırca’da zeytin ağaçlarını kesenlerden hatırladığım bir yüz, “Tamam da kardeş sen Somalı mısın” diye sordu.

Bunun üstüne yuhalamalar, şerefsizler gibi bir sürü söz farklı kişilerden yankılandı. Yuhalamalarla birlikte üzerime yürüyen bir kişi elimden mikrofonu aldı bir diğeri ise beni iterek alandan çıkardı. Jandarma görevlileri ise köylülerin çoğu gibi olan biteni izledi.

Hayatımın son bir yılının büyük kısmını yaşadığım şehir olan İstanbul’dan çok Soma’da ve Yırca’da geçirdim. Soma’daki maden kazasından sonra yaşanan büyük acıya, var olan termik santral yüzünden pek çok çocuğun kronik astım hastası olduğuna tanık oldum.

İnsanların, başka yatırım alanı olmamasından dolayı nasıl madenlerde çalışmaya mecbur edildiğine, şimdi de yeni bir kömürlü termik santral projesinin büyük bir iş kapısı olacağı hayaliyle kandırıldıklarına, Kolin’in Yırca’da nasıl bir vicdansızlık örneği gösterdiğine, orada yaşayarak şahit oldum.

Vicdan tıkanıklığı

Soma’daki yeraltı madenlerinde vicdanı tıkanmayan milyonlardan biri olarak, iş beklentisi olan köylülere bu santral projesinin köy için inşaat süresi dışında hiçbir iş imkanı yaratmayacağını söylemeliydim. Mekanik sistemlerle var olan yer üstü madenden kömür alarak çalışacak bu santral projesinin ne madende ne de uzmanlık gerektiren santral içerisinde Kayrakaltı köylüleri için ne yazık ki bir istihdam kaynağı olmayacağını anlatmalıydım.

Kömürlü termik santrallerin etkisi küresel

Bugün, mevsimlerin ve küresel ölçekte iklimin değişmesinin ana kaynağı, sera gazı emisyonlarının yüzde 41’ini oluşturan kömür tüketimidir. Yılda 4 buçuk milyon ton kömür yakacak olan bu santral hem iklim değişikliğini hızlandıracak hem de tükettiği su ve saldığı ağır metal gazlarla bölgenin toplumsal ve çevresel sağlığına kalıcı hasarlar bırakacak.

Kolin’in gaddarlığı ve gerçekler

Yırca’da Bakanlar Kurulu desteği dışında hiçbir yasal izni bulunmadan 6 binden fazla zeytin ağacını kesen, Yırcalı ve çevre aktivisti onlarca kişiye şiddet uygulayan Kolin şirketler grubu, şimdi de Kayrakaltı köylülerine istihdam vaat ederek Yırca’da başlattığı gaddarlığa devam ediyor.

Benim o gün, bu gerçekleri köylülere aktaramamış olmam yani oradaki ayrımcı söylemle başlayan susturuluşum Kolin yetkililerini çok sevindirdi. Gerginliği arttırmamak için alandan ayrılmak üzereyken şirket yetkilileri bize Bodrum tatili tavsiyesinde bulundu, toplantıda konuşamadığımız için bu projenin gerçekleşeceğini ve kazandıklarını düşündüler herhalde.

Gördüğüm tüm resmi kurumlar ve yaşanan linç girişimi, termik santralin oluşturacağı rant etrafında büyük bir işbirliği olduğunun ilk habercisi.

Ancak hiçbir kandırmaca ve linç girişimi bu gerçeklerin köylülere ulaşmasına engel olamayacak ve o gün hiçbir köylü için tatil olmayacak.

 

Reşit Elçin ( Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu )

Bu yazı ilk olarak bianet.org sitesinde yayınlandı

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.