EnerjiManşet

Nükleersiz Türkiye için kürekle Karadeniz – 3. 4. ve 5. günler

0

Nükleersiz Türkiye için Kürekle Karadeniz  günlüğünü,  nükleer faciayı yaratan ve yaşatan hükümetlerinin  ülkemize nükleer santral satacağını öğrendikten sonra  bir türlü rahat edemeyen  Japon aktivist, akademisyen ve gazeteci dostların İstanbul ve Sinop  ziyaretlerine iştirak ettiğim için bu sefer de  “üçü bir yerde” haline getirmek durumunda kaldığımı  bilmenizi isterim. Öte yandan Hüseyin’in de son derece motive  bir şekilde hedefe yönelik kürek çektiğini göz önüne alırsanız sandalında geçirdiği saatlerin paralelinde bana yazacak çok bir şey bırakmadığını da kabul edersiniz. Ben yine de son üç günü  kendisinden aldığım bilgilerle olabildiğince renkli anlatmaya çalışayım.

Fındıklı’da Ceylan Ailesi’nin yanında kaldıktan sonra yola, pardon denize koyulan Hüseyin’i 16 Agustos günü  bekleyen büyük sürpriz, Türkiye’de deniz doldurularak yapılan ikinci havalimanıydı. Trabzon’a 110km, Rize’ye 33 km  mesafede  kurulacak olan İkiztepe Havalimanı’nın halihazırda küçücük balıkçı limanını, Pazar’daki Kız Kalesi ile turistik nitelikler taşıyan deniz  sahasının 10 km  doldurulacak olması bölge halkını memnun ediyordu, öyle ki havaalanının Artvin sınırı içinde mi Rize sınırı içinde mi olacağı havaalanını paylaşamama kaynaklı  tartışma bile yaratmıştı. Oysa bu havaalanı inşaatı insanların kalkınma vaatleriyle  doğayı nasıl arkadan bıçakladığının kanıtıydı. Para karşısında bırakın akan suyu,  deniz olsa durmazdı…

Pazar’da Hüseyin’i evinde ağırlayan Kemal Bey’e teşekkürler!

Hüseyin Sürmene'de

Hüseyin Sürmene’de

17 Ağustos sabahı her zamanki gibi sabah 5’te denize çıkan Hüseyin’i  bu sefer kapitalizmin bir başka yüzü bekliyordu. İmtiyazlar… Karadeniz’i  kıyı boyunca ehlileştirmeye çalışan otoban nasıl olduysa  bir noktada kıyının arkasından geçirilmişti .Sebep bir zamanlar Marmaris’te denizi, işgal ettiği ve rahatsızlık verdiği  için şikayet edilen ünlü armatör Kalkavanlar’ın varlığı olmasındı?

Sebebi ne olursa olsun otobanın arkadan geçirilmesine sevinmeden duramadım. Karadeniz kıyı şeridi boyunca kıvrılarak yılan gibi denize tıslayan otobana  dair anlattıkları  denizin kendisinden çalınanı geri kazanacağını açık ve net söyleyen “Son Kumsal” belgeselini  aklıma getirdi. Oysa doğa adamı Hüseyin’in deyimiyle kum ne güzeldir, temizler denizi, lakin inşaatçılar onu da kıskanır beton kaya ne varsa  dayar sırtına doğanın… Bir of!  çekerek Of’ta  konakladı Hüseyin.

18 Agustos: Ne güzeldir dayanışma! Hüseyin’in geleceğini Sinop’taki dostumuz Sami Koç’tan duymuş olan Sürmeneliler sabah 10:00’da Hüseyin’i karşıladı. Sabah 5’te denizde olmak için çoğunlukla davetleri bile reddetmek durumunda kalıp sandalında konaklayan Hüseyin’in bu şekilde Sürmene’ye  erkenden varması  hiç şüphesiz Karadeniz insanıyla kaynaşmasını da sağladı.

Hüseyin Ürkmez  Nükleersiz Türkiye için 5 gündür denizde; saatte ortalama 5 km giderek  göze aldığı yolculuğun %10’u bile henüz bitmiş değil… 1500km dile kolay… “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenleri” dediği gibi Şairin, çek Hüseyin çek kürekleri ağır ağır!  Çernobil’in etkilerinin 10 yıllar sonra ortaya çıkardığı kanser vakalarıyla dolu hastanelerdeki mağdurlar için çek! Nükleer santral sevdasına karşı çek! sömürüye karşı çek! akıntıya karşı çek!

Hüseyin’i buradan takip edebilir, projeye fonlabeni  üzerinden katkıda bulunabilir,yerinizden kalkmadan  nükleersiz bir Türkiye için bir kürek de siz atabilirsiniz.

(Yeşil Gazete)

 

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.