Dış Köşe

Kadın kahkahası Türkiye’yi yıkar mı? – Levent Gültekin

0

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç bir konuşmasında şöyle demiş:

“Haya meselesi çok önemlidir. Yüzüne baktığın zaman yüzü kızarıyorsa haya güzeldir. Kadın da olsa daha da güzeldir. (…)Kadın, herkesin içerisinde kahkaha atmayacak. Bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacaksın.”

Bu cümleyi başka bir AK Partili yapmış olsaydı “saçmalamış” deyip görmezden gelebilirdik.
Fakat Arınç AK Parti içerisindeki en etkili, en açık sözlü, en medeni insanlardan biri.

Hangi niyetle söyledi bilmiyorum ama tuhaf bir durum var ortada.

Siyasi tarihi kadınların gözyaşları üzerine bina edilmiş bir ülkede, başbakan yardımcısının kadınlara kahkahayı çok görmesi hakikaten tuhaf bir durum.

Memleketimizde yüzü gülen kadın mı var Allah aşkına?

Bu ülkede yıllarca İslamcı kızlar ağladı. Kemalist kızlar ağladı. Solcu kızlar ağladı. 30 bin çocuğunu şehit veren analar ağladı. Yıllarca zulüm ve işkence görmüş, yakınlarını dağda kaybetmiş Kürt kadınları ağladı. Soma gibi facialarda eşini, oğlunu kaybetmiş kadınlar ağladı. Hâlâ ağlıyorlar…

Kadına yönelik şiddet bir türlü dinmek bilmiyor, bitmek bilmiyor.

Türkiye’de kadınların yüzde 70’i şiddet görüyor.

Ve sen 13 yıldır iktidardasın, bu ülkenin kadınlarının yüzünü güldürmeyi başaramamışsın, şimdi kalmış “Kadınların kahkaha atması hayasızlık” diyorsun!?

Yönettiğiniz ülke kadın hakları sıralamasında 135 ülke arasında 122. Sırada!

Dünyadaki hemcinslerine göre, bu ülkedeki kadınlar daha çok ağlıyor. Daha fazla çile çekiyor. Ve tek sorun buymuş gibi, kadınların kahkaha atmasını yasaklıyorsunuz.

Gençlerin tabiriyle “Neyin kafasını yaşıyorsunuz?”

Bunca çile, bunca gözyaşı, bunca acı ve ıstırap varken; bir siyasetçinin, din adamı edasıyla kadının kahkahasını konu etmesi yakışık alır mı?

Dindaş dediğin ülkelerin durumu ortada. Her konuşmanda Kahire, Şam, Bağdat, Kudüs vurgusu yapıyorsun. Ortadoğu’daki kadınların durumuna bir bakar mısın?

İslam alimi diye geçinenlerin Suriye’de 12 yaşındaki kız çocuklarını silahlı teröristlere “helal” gördüğü bir coğrafyada yaşıyoruz.

Kadın haksızlığa uğrasın, tecavüze uğrasın, İslamcı militanların seks kölesi olsun, ezilsin, dayak yesin, kovulsun, aşağılansın, işkence görsün, evladını kaybetsin, hayatı mahvolsun… fakat ne yapmasın? Kahkaha atmasın, öyle mi?

Hayasızlık, kadının kahkaha atması mıdır…

Yoksa sizin böyle bir ortamda bu tür sözler söyleyecek kadar şuursuz olmanız mı?

Kadına haysiyetli, huzurlu, güler yüzlü bir hayat sunacağınıza kahkahayı konu ediyorsunuz işte.

Dünya tarihinde kadın hakları mücadelesi en önemli konulardandır. Fakat bu konuda kendi ülkende bir arpa boyu yol kat edememişsin.

Ülkende sosyal alanda kadın neredeyse yok denecek kadar az. Kalkmış kahkaha ile uğraşıyorsun.

Söyler misiniz Allah aşkına, bu ülkeye, somurtan erkeğin verdiği zararı, hangi kadın, kahkahasıyla verdi?

Meselenin bir yönü bu.

Bir başka yönü daha var.

Kadının kahkaha atması, konuşurken erkeğin yüzüne bakması iffetsizlik ise erkek siyasetçilerin siyasette yalan söylemesi ne?

Çatışmayı, kabalığı, gerginliği, somurtmayı bir siyasi tarz haline getiren erkek siyasetçilerin yaptığı ne?

Yolsuzluk yapan siyasetçiler, dinimizce hayalı, iffetli, namuslu mu?

Daha çok oy alabilmek için bu ülkeyi yaşanmaz hale getirenlere, bu dinin söyleyeceği bir tek cümle yok mu?

Evine ekmek götüremeyen insanlar varken 700 bin TL’lik saat takan siyasetçiyi bağrına basanların dindeki yeri ne?

Soma’da gerekli tedbiri almadığı için 301 kadının acıya, gözyaşına boğmanın hükmü ne?

Soma faciası, hayasızların işi değil miydi?

Sayın Arınç, tam da Manisalı olarak, Somalı kadınlara mesela, haya dersi verebilecek konumda mıdır?

***

Rant için şehirleri, parkları talan edenlere Kuran hangi gözle bakıyor?

Bunların dinde bir karşılığı yok mu?

Dindar siyasetçilerin bu ülkede dini ve ahlaki değerlere verdiği zararı, hangi kadın kahkahası verebilir?

***

Ben bu dindarların kadınla ne tür bir sorunları var anlamış değilim.

Kadını cinsel obje olarak görmekten bir türlü kurtulamıyorlar.

Başbakan kalkar “Kızlı- erkekli” veyahut “Kadın mı kız mı belli değil” der.

Başbakan yardımcısı kadının kahkahasından cinsel bir cazibe çıkarır.

Din alimi diye geçinen bir şaklaban “Kendi kızınız bile olsa, 7 yaşından büyük kız çocuklarınızı öpmeyin” der.

Tüm bunlar nasıl bir ruhun ürünüdür?

***

Bülent Arınç aynı konuşmada TV dizilerindeki ahlaki erozyondan da bahsediyor.

Böyle konuları dert edinen birine şu soruları sormadan geçemeyiz.

13 yıldır iktidardasınız. Kontrolünüzde onlarca TV onlarca gazete var. Yayınladığınız diziler ortada. Hangisinde nasıl bir ahlaki standart yakaladınız? Övünecek hangi diziyi veyahut programı bu ülkeye sundunuz? Kontrolünüzde olan hangi TV’yi diğer TV’lere örnek olarak gösterebilirsiniz?

Kollayıp palazlandırdığınız işadamlarının sahibi olduğu kanallardaki, bırakın dizileri, dini programlardan daha fazla yozlaşmayı yayan bir dizi var mı bu ülkede?

Sizin kanalarınızdaki programlarda din, ticari meta haline dönüşmüş. Bundan niçin rahatsız olmuyorsunuz?

Bir şey daha: Günde 15 saat TV’lerde hepimize ayar veren, gerginlik yayan, bizi hayatımızdan bezdiren siyasiler mi bu ülkeyi daha çok tahrip ediyor, yoksa Arınç’ın bahsettiği o gençlik dizileri mi?

Levent Gültekin – www.internethaber.com

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.