Köşe Yazıları

Dünyadaki GDO üretimi hakkında (1. Bölüm)

0

GDO’ya Hayır Platformu 9-10 Mayıs 2014’te Bursa, Nilüfer’de toplanıyor. 2004’ten beri faaliyet gösteren, Türkiye’de GDO’ya karşı mücadeleyi başlatan ve çok sayıda bileşeni ve kişisel üyesi bulunan GDO’ya Hayır Platformu toplantısının ilk günü halka ve basına açık olarak gerçekleştirilecek. Cuma 9 Mayıs 2014, 12.30’da basın toplantısının ardından, Ekoder kurucusu Arca Atay’ın yöneticiliğinde bir panel düzenleniyor. 10 Mayıs günü ise platform bileşenleri ve üyeleri eşgüdüm toplantısına katılacaklar.

2 gdoGDO’ya Hayır Platformu toplantısı öncesinde, Friends of the Earth’ün (FoE) Nisan 2014’de yayımladığı “Genetiği Değiştirilmiş Organizma Üretiminden Kim Kar Ediyor” adlı raporundan, GDO üretimi hakkında olsa da, bazı önemli ve güncel uluslararası bilgileri derlemek ve paylaşmak istedim. İki bölümden oluşacak bu yazının bugünkü kısmında kısaca Türkiye’deki GDO durumunu hatrılatıp, dünyada GDO üretimi hakkında genel bilgilerden bahsedecek, bir sonraki yazıda daha detaylı olarak Avrupa, ABD, Latin Amerika, Asya, Afrika ve Avustralya’dan son bilgilere bir göz atacağız.

Rapora geçmeden önce, Türkiye’deki durumu kısaca hatırlayalım. Ülkemizde, genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) sadece hayvan yemi olarak ithali ve kullanımı yasal. Hatırlarsak, Biyogüvenlik Kurulu 16 çeşit genetiği değiştirilmiş (GD) mısır ve 3 GD soyanın hayvan yemi olarak ithali ve kullanımına izin vermişti, ancak GDO’ya Hayır Platformu’nun bileşenlerinin açtıkları dava sonucunda Danıştay Aralık 2013’te iki GD mısırın (Mon810 ve Mon810x88017) ithali ve kullanımının yürütmesini durdurdu. Danıştay açıklamasında, “Ülkemizin taraf olduğu sözleşmelerde, insan sağlığının, biyolojik çeşitliliğin ve gıda güvenliğinin söz konusu olduğu durumlarda, taraf devletlerin konuya ihtiyatilik (öntedbirci) ilkesi çerçevesinde yaklaşmaları gerekmektedir. Türkiye Yem Sanayicileri Birliği İktisadi İşletmesi, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği Derneği, Yumurta Üreticileri Birliği tarafından genetiği değiştirilmiş söz konusu iki mısır çeşidinin, Türkiye‘de yem olarak ithalatına ve piyasaya sürülmesi için yapılan başvuru neticesinde verilen ithalat izninin hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir” denildi. Artık Türkiye’de 14 GD mısır ve 3 GD soyanın hayvan yemi olarak ithalatı ve kullanımı yasal.

3 yemezlerTürkiye’de GDO’ların gıda olarak tüketimi ise başvuruya bağlı ancak hali hazırda öyle bir başvuru yok. 2012 Ağustos’ta Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), 29 GDO’lu ürünün gıda üretiminde kullanılması için yaptığı başvuruları Greenpeace’in  başarılı  Yemezler  kampanyası sonucunda geri çekmişti. GDO’ların ekimi, üretimi ise Türkiye’de yasak.

FoE’nun verdiği bilgilere geçmeden önce, dünyanın her yerinde GDO’lu ürün ekimi/üretimi hakkında bağımsız veri, hatta bazı yerlerde resmi veri eksikliği yaşanıyor ve verilerin büyük kısmı biyoteknoloji endüstrisi kaynaklı. FoE, 2014 raporunda biyoteknoloji devleri tarafından finanse edilen ISAAA’nın (International Service for the Acquisition of Agro-Biotech Applications2013 rapor verilerine başvurmuş ancak başka kaynaklardan da faydalanarak bir takım düzeltmeler ve eklemeler de yapmış. FoE raporunda da belirtildiği üzere ISAAA doğrudan ya da dolaylı yoldan altı çokuluslu biyoteknoloji şirketi –Monsanto, DuPont, Syngenta, Bayer, Dow ve BASF-tarafından desteklenmekte.

Bu altı şirket günümüzde global tohum pazarının üçte ikisini, zirai kimyasal madde satışının dörtte üçünü ve Genetiği Değiştirilmiş (GD) tohum pazarının tamamını elinde bulunduruyor.

Bu altı çokuluslu şirket –Monsanto, DuPont, Syngenta, Bayer, Dow ve BASF-

  • özel sektör bitki üretim araştırmasının %75’i,
  • ticari tohum pazarının %60’ını,
  • GD tohum pazarının %100’ünü,
  • dünya zirai kimyasal madde satışının %76’sını kontrol ediyor

GDO ÜRETİMİ HAKKINDA BAZI GERÇEKLER

Kaynak: FoE, (Nisan 2014). ETC Group (2013)

Kaynak: FoE, (Nisan 2014). ETC Group (2013)

  • 2013 yılında 18 milyon çiftçi tarafından 27 ülkede GDO ekimi yapılmış. (28 olan bu sayı, 2013’te Mısır’ın GDO ekimini yasaklamasıyla 27 oldu). Bu sayı dünyadaki çiftçi sayısının yüzde birinden daha az bir sayıyı oluşturuyor.
  • GDO’lu üretimin %92’si altı ülke (ABD, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Kanada ve Çin) tarafından gerçekleştiriliyor.
  • GDO’lu ürünlerin çoğunluğunu hala dört ürün oluşturmakta: soya, mısır, kanola ve pamuk. GDO’lu ürünler günümüzde dünya soya üretiminin %81’i dünya mısır üretiminin %35’i, dünya kanola üretiminin %31’i ve dünya pamuk üretiminin %81’ini oluşturuyor. Biyoteknoloji endüstrisi tüm çabalarına rağmen diğer GD türlerin pazarlamasında yeterince başarılı olamadı.
  • Dünyada tarım alanlarının %88’inde GDO’suz üretim yapılıyor.
  • ABD dünyadaki GDO’lu ürün ekim alanının %40’ına sahip (70.1 milyon ha). ABD ve Kanada’nın GDO üretimi, Brezilya, Arjantin, Hindistan ve Çin’in toplamından daha fazla. GDO’lu ekim alanının artışı sadece birkaç ülkeyle sınırlı kaldı.
  • GDO’lu ürünlerin %99’u, tarım ilacına dayanıklılık özelliği ve haşereye dayanıklılık özelliği tek başlarına ya da birlikte kullanılan GDO’lardan oluşuyor.
  • Çoğu GD ürün gıda amaçlı kullanılmamakta. Kullanım alanlarının başında hayvan yemi, tekstil ve biyoyakıt. Örneğin, GD mısırın %70’i hayvan yemi olarak kullanılıyor.

2. Bölüm: Dünyadaki GDO üretimi hakkında 2

Bu yazı ilk olarak aysebereket.wordpress.com/ da yayınlanmıştır.

KAYNAK:

http://www.foeeurope.org/sites/default/files/publications/foei_who_benefits_from_gm_crops_2014.pdf

http://www.isaaa.org/purchasepublications/itemdescription.asp?ItemType=BRIEFS&Control=IB046-2013

You may also like

Comments

Comments are closed.