Hafta SonuManşet

Bağımsız bir radyo hala dinleyicisiyle yaşıyor

0

9 gün 99 saat sürecek 11. Açık Radyo Destek Özel Yayını bugün başladı. Geçen sene “Bağımsız bir radyo neyle yaşar?” sorusunu sormuştuk ya,  cevabı hepimiz biliyoruz sanırım. Destek yayınını bu sefer Açık Radyo’nun “mutfak ekibi” anlatıyor.

Ekran Resmi 2014-03-14 18.28.32.png

Destek yayını döneminde radyodan sesler: “yayına giriyoruz!” ünlemi, arada bir yükselen çocuk bağırışları, yukarı kata çıkarsanız destek telefonlarını açan cevval gönüllü çağrı ekibinin günde defalarca tekrarladıkları sorular; yayın odasında, hele de Eraslan Sağlam içerdeyse ’56 kişi olduk, bizi arayın’ nidaları, canlı müzik varsa tadına doyulmaz nağmeler…Kokular: gönüllü ekibin dokuz gün boyunca çektiği ‘cefayı’ epey bi hafifleten yemek servisinden belki dolma, belki çorba– ki işini bitirmiş olanı hemen kendi tarafına çeker – bu maratonda koşuşturanların ağzına bal olsun diye, bazen de destek olarak yapılıp getirilmiş kekler, börekler, pastırmalar.. (evet pastırma da gördüm, epey lezzetliydi) Desteğin renkleri: Açık Radyo kainatın renklerine ne kadar açıksa o kadar işte; “meşhur”uyla, sırf destek için başka şehirlerden İstanbul’a kalkıp gelen dinleyicisiyle, geçiyorken uğrayanı, uğramışken yayına kafayı sokanıyla dokuz günlük söz, ses, muhabbet silsilesi.

tumblr_mkxlv1k1q31s77z16o1_500

Zembereğinden boşalan bir radyo

Üç yılına bizatihi dahil olduğum, öncesini kulaktan bildiğim bu dinleyici destek özel yayınlarından birinde rast gelirseniz Açık Radyo stüdyolarına, hep bu bitmez tükenmez koşuşturma içinde yaşadığımızı sanabilirsiniz. Sanmayın; her ne kadar “işlek bir istasyon” olsa bu bina haftada yaklaşık 230 programcıyı ağırlsa da genelde sakindir. Fakat bu dokuz günlük özel yayınlarda enerji zembereğinden boşalır, etraf heyecanlı bir koşuşturma, bolca yorgunluk ve neticesinde bu radyonun bir sene daha yaşamasına yetecek miktarın toplanabilmesinin getirdiği mutluluğa sahne olur.

Bu yazıya destek yayınlarının benim için ne olduğunu anlatmaya oturmuştum; fakat Açık Radyo’nun bana öğrettiği şeylerden biri dank etti kafama: kolektif üretimin ne kadar önemli olduğu. İspanyol sanatçı Muntadas’ın Açık Radyo için tasarladığı o kitap ayracında yazdığı gibi: “algı katılım gerektirir”. Dinleyici destek haftasını aynı radyoyu paylaştığım “mutfak ekibine” sordum. Radyo milleti konuşmayı sever malum, o yüzden ‘bir cümle’ ricasıyla sorduğum soruya verilen bu uzun cevapları göründe şaşırmayın:

Didem Gençtürk (Yayın koordinatörü): “Müşterek kaygılarla birarada yürütttüğümüz bir mecra Açık Radyo. Çalışanların omuzlarındaki yük elbette ağır. Lakin büyük bir inanç ve sevgi ile sürdürebildiğimizi düşünüyorum. Açık Radyo’nun var kalması başka bir dünyaya dair umudumuzu dürtüyor.”

Eli Haligua (Prodüksiyon ekibi)  Açık Radyo’da destek kampanyaları bağımsız bir yayını sürdürebilmek için verilen mücadelenin coşkuyla sürdürülebileceğinin göstergesidir. Uzun saatler süren çalışma ile birlikte bu mücadeleyi sürdürmenin verdiği haz aynı zamanda sıradanlığın bozulmasının verdiği keyifle birleşir. Adrenalin, ismini duyduğun destekçiler ile yüzyüze tanışma, konukların çeşitliliği ve son gece hep beraber içilen şaraplar, içkiler… Bence gelin ortak olun.

Demet İnce (Dinleyici Destek ekibi) “Radyoda ilk defa desteği canlı canlı yaşayacağım bu yıl, daha öncesinde sadece radyonun dinleyicisi olarak bu heyecana ortak oluyordum. Türkiye’de radyo gerektiği yerde, gerektiği noktada değil elbette ama ; Açık Radyo, diğer radyolardan sıyrılıp dinleyicileri ve destekçileri sayesinde ayakta kalabilmeyi ve kaliteli müzik anlayışıyla farklı olmayı başarıyor. Açık Radyo gücünü destekçilerinden alıyor. Bu nedenle diyebilirim ki Açık Radyo Dinleyici Destek Projesi bir projeden çok dayanışmadır.

Gönüllü çağrı ekibi

Gönüllü çağrı ekibi

Volkan Ağır (Prodüksiyon ekibi) Dinleyici destek ve dayanışma yayınına üçüncü kez şahitlik edeceğim. İşim gereği, normal yayın sürecinde çoğu zaman durağan programlar kaydetmekten, içerikten bağımsız olarak söylüyorum bunu, bazen sıkılıyorum.Bu yayın dönemleri ise tam tersine süper hareketli geçiyor. Bu yüzden özel yayınların ardından bir sonrakini iple ve büyük bir heyecanla çekiyorum. Bir tanesi biter bitmez diğeri hakkında “Neyi daha iyi yapabiliriz? Bir sonrakinde kimleri davet etsek güzel olur? Kendim radyonun bu yayınlarında neler katabilirim?” sorularını ilk günden sormaya başlıyorum kendime. Programlara gelen konuklarla program öncesi sonrası çok daha müthiş keyifli sohbetler geçiyor. Bu süreçte kurulan ilişkiler çok farklı ve başka projelere yol açabiliyor, yön verebiliyor.Güzel bir yayın yapabilmek için yaşadığımız hareketlilik ve heyecan müthiş bir tatmin duygusu yaratıyor bende. Her destek yayınını Türkiye’de bağımsız yayıncılığın sürekliliğini birlikte sağlayabilmiş olmanın gururunu yaşayarak keyifle sonlandırmak büyük mutluluk yaratıyor.

İlksen Mavituna (Açık Dergi ekibi)  Açık Radyo medya kanalları içinde parlamak, öne çıkmak gibi bir derdi hiç olmamış;
yine de kendi mütevazı kemik kitlesini on yıllar içinde kurmuş bir yayın aracı. “Eğlenemiyoruz” çağrısına kulak kabartmış bir kalabalığın
duyduk duymadık demeden ortak dertlerde buluşmaları ve bu dertlere olağan dışı çözümler bulmaları için bir platform. Bizler de tek tek bu kalabalığın içinde dinleyiciyken şimdi üstümüze “iş” almış vaziyetteyiz ve senede bir kereye mahsus dokuz gün, bize geri kalan günler kulak kabartmış olanları dirsek temasına çağırıyoruz. Yoksa çok yoruluruz. Bu sene de çağrı baki..

Demet Hakman (Açık Site editörü) Açık Radyo destek projesi özel yayın günleri her zaman uzaktan göründüğü kadar eğlenceli olmuyor. Açık Radyo çalışanları için 10 gün boyunca daha çok telaş, stres, çok çalışmak ve yorgunluk demek. Bir de bir sürü olanaksızlığa rağmen neden hala burada çalışmakta direndiğimizi ve bu özel yayına neden ihtiyaç duyduğumuzu sorguladığımız bir dönem olma gibi bir özelliği var galiba. Benim için şöyle: Açık Radyo gerçekten bağımsız ve tarafsız bir yayıncılığın Türkiye’de sürdürülebileceğinin bir örneği, canlı bir kanıtı. Ve bunu 11 yıldır ağırlıklı olarak dinleyisinin desteğiyle yapıyor. Bu yüzden ara sıra huysuzlansam da -çünkü eşe dosta bıkmadan anlatmak gerekiyor neden bu yolu seçtiğimizi- bunu yapmaktan başka bir seçeneğimiz olmadığını düşünüyorum. Bu özel yayın dönemi de bu anlatma çabasının çok yoğunlaşmış bir hali. Sadece bazen dinleyiciyle buluşmak için daha yaratıcı, daha etkili yollar bulabilir miyiz diye düşünüyorum? Eminim bulabiliriz.

Batman her sene desteğe uğrar

Batman her sene desteğe uğrar

Murat Can Tonbil (Açık Gazete ekibi) 2014 yılında medyanın nasıl da kronik bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu hepberaber gördük. Sabah işe giderken okuduğumuz gazetelerin, akşam yemek yerken izlediğimiz TV kanallarının, emirlere, isteklere, havuzlara, kredilere nasıl da bağlı olduğunu birbirimize anlatma fırsatını da bulduk. İş adamlarına tabiri caizse kilitlenen ‘medya’nın rahatlığı “bana 2 milyon yolla süleyman”larla ‘ah ne kadar kullanışlı aptallarmışız’larla örtülmeye çalışıldı ve çalışılmaya devam ediyor. Çukur ortada ve hepimiz içinde ne olduğunu biliyoruz.Ama ortada bir başka havuz daha var; Dinleyicinin programcı olabildiği, programcının da havuzun nasıl dolduğunu çekinmeden programın başında anons ederek hatırlattığı bir havuz: Açık Radyo Dinleyici Destek Projesi. 11 yıldır hep beraber yüzülen bir havuz.

Açık Radyo’nun destek yayının onbirincisinin ismi bu sefer “Açık Radyo Şenliği” değil “Açık Radyo Günleri”. Çünkü memleketin ahvali şenliği kaldırmıyor bu günlerde. “Devlet dersinde öldürülmüş”, hangi karanlık köşeden çıktığı belli olmayan kurşunların hedefi olmuş gençlerin üzüntüsü üzerimiz çökmüş; korktukça kinlenen, kinlendikçe saldırgaşan muktedirlerin çatallaşan sesi karşımıza yine dikilmiş, Medya-sermaye-hükümet üçgeninin balçığı etrafı sarmış olsa da vicdanın sesini dillendirmeye mecalimiz var neyse ki. Geçen sene destek yayınında “Bağımsız bir radyo neyle yaşar?” diye sormuştuk. Cevabın ne olduğunu hepimiz biliyoruz sanırım. Bağımsız insanlar gibi, bağımsız bir medya, bağımsız bir radyo da destekle, dayanışmayla, vicdanla yaşar.

acik_radyoda_senlik_zamani_h29478

11. Açık Radyo Günleri 15 Mart – 23 Mart tarihlerinde gerçekleşecek. Konuklardan bazıları: Ayyuka, Birsen Tezer, Burak Güven, Büyük Ev Ablukada, Ceylan Ertem, Eraslan Sağlam, Feryal Öney, Gevende, Hakan Vreskala, Harun Tekin, Levent Üzümcü, Marsis, Sarp Keskiner, Sezen Aksu, Uğur Yücel, Umut Töre Bandosu, Utkan’la Deniz. 

Destekle ilgili ayrıntılı bilgi için : www.acikradyo.com.tr

(Gözde Kazaz / Yeşil Gazete)

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.