YazarlarYeşeriyorum

Sarkis Usta için Eulogy / Ağıt – Ercüment Gürçay

0


Sarkis Usta bundan dört yıl önce 3 Ağustos 2009 sabaha karşı saat 04:00′ de Kumkapı’ daki evinde hayata veda etmişti.

5 Ağustos’ da 94 yıllık ömrünün 50 yılını geçirdiği Kumkapı’ dan, Meryem Ana Kilisesi’ nden dostlarının, arkadaşlarının ve yoldaşlarının omuzlarında son yolculuğuna uğurlamıştık onu. Tam 4 yıl oldu. Ustanın bıraktığı yerden emaneti taşımaya çabalıyoruz… Ne mutlu bize.

Ragıp abi, Usta’ nın ölümü üzerine 4 Ağustos 2009’ da bir yazı yazmıştı: Sarkis Usta için Eulogy/ Ağıt. Ben de bu yazıya aynı başlıkla başladım. Ragıp abinin yazısını ekte ayrıca gönderiyorum. Bir de Veysi abinin yazısını…

Yeni hazırladığım bir videoyu da paylaşıyorum… Videoda kendi sesinden kısa yaşam öyküsü var. Ve bir de bir ayrılık türküsü… Bu ses kayıtlarını Mayıs 2012′ de Muammer Ketencoğlu ile birlikte Açık Radyo stüdyolarında yapmıştık…

Daha önce hazırladığım cenaze görüntülerinden kurguladığım bir videoyu da paylaşmak istiyorum. O videoda kullandığım müzikler Ermeni müziğinin babası da sayılan Kütahya’ da doğan ve Anadolu’ dan çok uzakta, Paris’ te hayata gözlerini kapayan bir başka Anadolu çocuğuna, Gomidas Vartabet‘ e ; ait…

Bir başka video da annesinden öğrendiği bir Türkçe türkü var. Tehcirde yaşananları anlatan bir türkü. Onu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım sizler de bunları dostlarınızla paylaşırsınız.

***

Sarkis Varbed (Usta), marangoz Sarkis, Sarkis Çerkezoğlu ya da Sarkis Çerkezyan… Yaşayan tarih, bir Anadolu bilgesi… Sıkı bir komünist, tam bir enternasyonalistti…Kendisini ilk kez tanıştığı birine anlatırken “Bir Anadolu Çocuğuyum” diye başlardı çoğu zaman söze. En güzel tanımı da bu olsa gerek…

Enternasyonalistti… Ailesinin ve Ermeni halkının yaşadığı onca sıkıntıya rağmen bir gün olsun Türk halkına dair en ufak bir serzenişte bulunduğuna şahit olmadım. “……Komünist oldum, iki halkın yararına olduğunu düşündüğüm şeyleri yaptım. Halklarımızın benzer acılar yaşamaması için uğraştık. Emeklerin boşa gitmediğini düşünüyorum.” diye yazar anılarında…

Usta Kürt halkının da ustasıydı. Ape Musa ile Yenikapı’ da ilk tanıştırıldıkları günü dün gibi hatırlıyorum. İki Anadolu bilgesi. Unutulmaz bir sohbet…

***

Ermeni tehciri sırasında 1916’ da Suriye’ de Cabul isimli bir Arap köyünde bir deve ahırında dünyaya gelmiş Usta. Bugün o topraklarda Kürtler özgürlükleri için mücadele veriyorlar… 1918′de ise baba memleketine, Konya-Karaman’a geri dönebilmişler.

Tarihin yaşayan bir tanığıydı. Cumhuriyetin ilanı, 2. Dünya Savaşı Yılları, Varlık Vergisi, Aşkale Sürgünü, 6-7 Eylül, Atatürk’ ün ölümü, askeri darbeler… En yakından gözlemledi olanları; içinden, en içinden hem de. Bizim tarihte okuduğumuz devrimlere-olaylara bizzat şahit oldu.

1965′te TİP’e girdi. Atılım Gazetesi’ni 4 yıl Gedikpaşa’ daki marangozhanesinde gizli saklı çıkardı. TKP’ nin 1970’ li yıllarda öne çıkan kadrolarının neredeyse birçoğunda ustanın emeği vardır. Ölene kadar da onlarla ve daha birçok insanla baba-oğul, baba-kız ilişkisi içinde yaşadı; biriktirdiği her şeyini, hayatını hesapsız-kitapsız paylaştı, hissetirmemeye çalışarak hepimize ölene kadar kol kanat gerdi.

Eşi Ağavni Mayrig/Kuyrig 2000 yılında aramızdan ayrıldığından beri, Usta Kumkapı’daki eski evinde küçük oğlu Ohannes ile birlikte yaşıyordu.

Ustamı 1985 yılında Kumkapı Halk Tüketim Kooperatif’ inde birlikte çalışırken yakından tanıma şansına sahip oldum ve dostluğumuz ölene kadar da aralıksız sürdü. Birçok insan gibi benim de hayatımda büyük izler bıraktı. O da babam gibi marangozdu; babam gibi inatçıydı. Bir Ermeni ile bir Arnavut’ un ilişkisi her zaman olaylara gebedir. Biz de bunu birkaç kez yaşadık. Sevgiyle yaşadık ama…Stalin konusunda pek anlaşamazdık. “İstalin” derdi Stalin’ e. O anlarda ustalığını hissetirirdi ufak ufak .

Usta “Dünya Hepimize Yeter” kitabında anlattı 90 yılını. Henüz okumamış arkadaşlarıma öneririm. Kitabı Ragıp Zarakolu ile birlikte yayına hazırlamıştık ve Belge Yayınları’ ndan yayınladı. Bugün kaçıncı baskısında bilemiyorum ama, herhalde binlerce insan bu kitapla birlikte bir halkın acılarını bizzat o acıları yaşayan bir ailenin gözünden bir kez daha okudular.

Usta Hrant abinin son yıllarında yapmaya çalıştığı şeyleri yıllar önce başarmış bir insandı: Halklar arasında köprü olmak; birbirlerini anlamalarını, görmelerini sağlamak…1915’ in 100. Yılına doğru giderken ilk ağızdan o dönemde yaşanan acıları, tanıklıkları; ayrıca Türkiye Komünist hareketinin tarihini ve daha birçok acı-tatlı olayı usta kalemiyle geride bırakarak ayrıldı bu dünyadan.

Bir Zamanlar Anadolu’ da (!) varlık içindeki babasının son yıllarındaki yoksulluğunu anlatırken gözleri dolardı:”…geçmişi anlatsam yalancı derler; bugünü anlatsam dilenci derler…” derdi.

“…Uzun bir hayat yaşadım, 91 yaşındayım. Birçok insanın anlatılanlardan öğrendiklerini ben yaşayarak gördüm. Kimseden, kulaktan dolma bir şey yok. Babamlar Tehcir ‘de Suriye’ye gitmiş. Ben orada doğmuşum. 1918′de yeniden Karaman’a geldiğimizde, koskoca bir banker olan babamın iki paket tütün alacak parası kalmamış. Annem bizi okutmak için İstanbul’a geldi babamı bırakıp. Temizliğe gitti, basamak sildi, ama olmadı. 7. sınıfta bıraktım okulu parasızlıktan. Sınıf birincisiydim… Konya Ereğli’ye geri döndük. Akrabamızın yanında marangozluğa başladım…91 yılda neler gördüm, neler… Her şey değişti ama iktidarlardaki İttihatçı kafa hiç değişmedi. Birinin bıraktığı yerden öbürü devam etti. ‘Güzel günler göreceğiz çocuklar’ demişti Nazım, ama o da o günleri göremeden gitti Moskova’da. Vaziyet böyle, ister ağla ister gül.”

Ölümünden birkaç sene önce Deniz Koçak ile ustanın hayatını anlatan bir belgesel hazırlamaya başladık. Hiç durmamacasına anlattı; yoldaşları, arkadaşları, dostları da kendi ustalarını anlattılar…Ekonomik olanaksızlıklar vs. nedenlerle bu belgeseli ne yazık ki izleyemedi Usta’ m. Ona izlettiremedik. Bu belgesel de (Yaşam Marangozu) tıpkı kitabı (Bu Dünya Hepimize Yeter) gibi ondan bizlere kalan hazine değerinde belgelerle-bilgilerle-anılarla yüklü. Yapabileceğimiz ilk şey onları genç kuşaklara okutmak-izletmek olsa gerek. Bunu yapabilirsek eğer, belki bu topraklarda gelecekte bir daha benzer acıların yaşanmasının önüne geçilebilir… Bir de bize bıraktığı insani değerleri geleceğe eksiksiz taşıyabilmek, bu biraz daha zor, ama mümkün.

Çok uzatmak istemiyorum, sözü Usta’ ya ve dostlarına bırakmak en doğrusu .

Ercüment Gürçay

1-  Video: Sarkis Usta İçin Eulogy/ Ağıt (1916-3 Ağustos 2009) http://youtu.be/ttRvP5lNS_M

2- Video: Sarkis Usta’ dan Bir Göç Türküsü (Mayıs 2002) http://youtu.be/m0EdDJ1GJgI

3- Video:  Sarkis Usta’ yı 5 Ağustos 2013′ de Son Yolculuğuna Uğurladık : http://youtu.be/U_d1frXjHtY

Sarkis Usta İçin- Veysi Sarısözen….docx
18K HTML olarak görüntüleTara ve indir

 

Sarkis Usta İçin Eulogy (Ağıt) RAgıp Zarakolu- 4 Ağustos 2009.docx
18K HTML olarak görüntüle Tara ve indir

More in Yazarlar

You may also like

Comments

Comments are closed.