Yeşil Havadis

Sevil Turan: “Biz doğayı temel alıyoruz”

0

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Sevil Turan, “Doğanın tahribatı, insan haklarına saldırı. Endüstriyelleşme bir demokrasi sorununu gündeme getiriyor” diye konuştu.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Sevil Turan, Milliyet Gazetesi‘nden Burcu Karakaş’a verdiği röportajında, Avrupa Birliği (AB) üyeliğini desteklediklerini belirterek, “HES ve nükleer karşıtı mücadeleyle ekoloji meselesi siyasallaşmaya başladı. Biz doğayı temel alıyoruz ve her türlü sömürüye karşıyız” dedi.

Avrupa’daki Yeşiller ile ilişkiniz nasıl?

Özellikle Hollanda Yeşilleri ile yakınız. Alman Yeşilleri ile de görüşmelerimiz oluyor.

Daha çok hangi konularda fikir alışverişinde bulunuyorsunuz?

Avrupa Birliği (AB) uyum sürecinde ifade özgürlüğünden enerji politikalarına kadar birçok noktada paylaşımımız oluyor.

Türkiye’nin enerji politikasında en çok eleştirdiğiniz nokta nedir?

2010 yılında Yenilenebilir Enerji Strateji Belgesi hazırlandı. Genelde HES’ler üzerinden bir yapılanma planlanıyordu. HES’lerin yenilenebilir enerji olarak ele alınmasına karşıyız.

Ekolojiyi ön plana çıkartan bir partinin Türkiye toplumunda karşılığı ne olur?

Ekoloji meselesi artık siyasi bir mesele. HES ve nükleer karşıtı mücadeleyle siyasallaşmaya başladı. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, doğayı temel alıyor. Bu da her türlü sömürünün reddedilmesi demek. Doğanın tahribatı, insan haklarına saldırı. Temiz suya ve havaya erişimin olmaması, insan haklarına yönelik bir saldırıdır. Endüstriyelleşmeyi merkeze alan sistem, bir demokrasi sorununu gündeme getiriyor. İnsan iradesini hiçe sayan politikalar ikinci bir sömürü alanı yaratıyor.

AB üyeliğine nasıl bakıyorsunuz?

Destekliyoruz. AB üyeliği Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli dönüm noktalarından biri olacaktır.

Peki, Türkiye’nin AB üyeliği Türkiye’nin çevre ve enerji politikalarını nasıl etkiler?

AB uyum sürecinde hazırlanan ‘Biyolojik Çeşitliliği ve Tabiatı Koruma’ adlı bir yasa tasarısı var. Ancak, koruma stratejisini geri planda tutuyor. Ekolojik alanların Bakanlar Kurulu’na teslim edilmesi gibi değişiklikler içeriyor. Tasarıdaki bazı maddeler olması gerektiği gibi çevrenin korunmasının değil, tahribatının önünü açıyor. AB üyeliği ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji payını yüzde 20’ye çıkarması gerekecek. 2010 yılında başlayan bir stratejik plan hazırlandı ama söylediğim gibi süreç HES’ler ve nükleer üzerinden ilerliyor. Rüzgar, güneş gibi gerçekten yenilenebilir enerji kaynakları göz önüne alınmıyor. Halbuki Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek.

(Milliyet, Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.