Yazarlar

Roboski’de insan ne ile yaşar? – Sevil Turan

0
28 Aralık 2012, Roboski Katliamının yıldönümü akşamında Uludere'deki anmaya gidenlerin görüntüsü. Foto: Rozan Serhat (ANF)

28 Aralık 2012, Roboski Katliamının yıldönümü akşamında Uludere'deki anmaya gidenlerin görüntüsü. Foto: Rozan Serhat (ANF)

Dünden sonra kafamda sürekli aynı soru dönüyor. İnsan ne ile yaşar?

Roboski’de anneler, babalar, kardeşler, çocuklar ve eşler ne ile yaşar? Biz bu utanç ile nasıl yaşayacağız?

Üzerlerine bomba düşmüş bir halk için bu sorunun cevabını bulamıyorum. Orda tanıdığım insanların vakur duruşları, bütün umutsuzluğa rağmen adaletin yerini bulacağına dair küçük bir beklentileri olduğunu düşündürüyor. Belki de bütün acıya ve öfkeye rağmen kayıp yakınlarının elini tutarken ve Leyla anne bana ”annene selam söyle” derken hissettiğim yürek sızısı  bu düşüncenin nedeni.

Cuma günü, katliamdan tam bir yıl sonra ordaydık. Ortalık yangın yeri hala. Binlerce insan Qıleban(Uludere)’ın acısını paylaşmak için orda. Annelerin, kayıp yakınlarının omuzlarında yine büyük bir yük var. Bir yıldır süren adalet beklentisini öfkeye dönüştüren bir sürecin ardından insanların taziyelerini kabul ediyorlar.

Roboski’de halk normal hayatına devam etmiyor mu diye sorulacak olursa, duvarlarda üzerlerinde çiçekler olan kayıp fotoğrafları,  katliamın haberlerinin olduğu gazete küpürü koleksiyonları, rüyalarda ölmemiş çocuklar, kardeşler, olup bitenin ardından okula gitmek istemeyen çocuklar olduğunu söylemek yeterli olacaktır.Bunun dışında normal olan tek şey hala kaçağa giden insanlar, sokaklarda oynayan çocuklar..

İlk önce Bujeh(Gülyazı) köyündeki mezarlık ziyaretine gidiyoruz. Anneler çiçeklerle donatılmış mezar başında gelenleri karşılamak için bekliyor. Roboski anneleri anlatıyorlar acılarını, başları dik,” niye öldürdüler bu masumu, günahı neydi” diye soruyorlar, dua ediyorlar. Tek kelime Kürtçe bilmeden anlıyorum söyledikleri her şeyi. Ama söyleyecek tek kelime, verilecek bir cevap bulamıyorum. Kimsenin verecek cevabı olmaması ne acı. Failler bulununca bile bu sorunun cevabı boynumuzda bir vebal olarak asılı kalacak.

Roboski köyündeki taziye meydanına indiğimizde İsa Encü vicdani reddini açıklıyor. Siyah bayraklar asılı meydanda, siyahlar içindeki kayıp yakınları taziyeleri kabul ediyor.

Ölümden öte köy var mı diye bir deyiş vardır. Roboski’de olduğunu anlıyorsunuz. İçimi öfke kaplıyor ama annelerin vakur duruşu yanıtın başka yerlerde aranması gerektiğini hatırlatıyor tekrardan.  Adalet isteniyor, yaşanan acının dindirilmesi için, ölülerine saygı için, insanlığa inancın geri kazanılması için adalet gerekiyor.Sonrasında ise hepimizin yüzleşmesi gereken Roboski’de yaşanan travmanın tedavi edilmesi.

O günün gecesi kayıplardan amca çocukları olan Şervan ve Nevzat Encü’nün evlerinde kaldık. Şervan’ın kardeşi Derya karşıladı bizi. 11 yaşında sessiz bir kız çocuğu. Yatılı okulda kalıyormuş. O gün evde. Bizi misafir ediyor. Çay yapıyor, sobamızı yakıyor. Pencereden Dilek sesleniyor sonra. Nevzat’ın kardeşi. 16 yaşında evin annesi gibi. Yemek hazırlıyor bize.

Yemekten sonra hep beraber haberleri izliyoruz. Roboski her yerde.

O geceyi anlatıyorlar tekrar tekrar… Sesleri duyunca komutana haber verilmiş. Bir şey olmadığı söylenmiş. Bombalama 1 saatten fazla sürmüş. Vardıklarında parçalanmış çocuklarını bulmuş aileler. Katliamdan sonra hemen yetişilmeseydi uçaklarla cesetlerin alınıp morga götürüleceği söylendi. İzin verseydik yanlarına silah koyup terörist damgasıyla alacaklardı kayıplarımızı diyorlar.Kayıpların birinin ölüm nedeni kimyasal olduğu halde doktor ölüm raporuna o kimyasalın ne olduğunu yazmamış.

Korucu köyleri olduğu için insanlarda büyük bir baskı ve tedirginlik var. Bir yandan geçim sıkıntısı ve devlet baskısı nedeniyle yapılan koruculuk diğer yandan ise Roboski katliamı.

Yıllardır süren sınır ticareti gerçeği, kaçakçılık oluyor, sonra yıllarca göz yumuluyor. Şimdi ise bombalamanın özrü bu oluyor.

Üstü kapatılmaya çalışılan bu katliamda cevapsız o kadar çok soru var ki!

Kayıplardan Şervan Encü’nün kardeşleri Bişenk ve Ceylan ile kaçak çay içip konuşurken” bizim köyümüz eskiden çok güzeldi, çok güzel düğünlerimiz olurdu” diyorlardı. Roboski’de herşey sanki eskide kalmış, şimdi ise ailelerinin acısı içinde büyüyen umutsuz çocuklar var.

 

Sevil Turan

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü

More in Yazarlar

You may also like

Comments

Comments are closed.