Doğa

İstanbullu balığa hasret kalacak mı?

0

Bu sene İstanbul’un balık pazarlarında alışılmışın dışında bir hareketlilik var. Balık hallerinin koridorlarında veya balıkçı tezgâhlarının arasında geç yaşlı pek çok İstanbullu ellerinde cetvellerle balıkların boylarını ölçüyor. Balıkçılarla İstanbullular arasında zaman zaman gergin, zaman zaman neşeli konuşmaların geçmesine neden olan balıkların boyu meselesi iki kampanya tarafından gündeme getirildi.

Greenpeace’in yürüttüğü kampanya” küçük balık yoksa, büyük balık da yok” diyor. Endüstriyel balıkçılık ve denizlerdeki denetimsiz avlanma nedeniyle denizlerdeki yaşamın tehlikede olduğuna dikkat çekiliyor. Tezgahlardaki balıkların gittikçe küçüldüğünü ve denizlerde balık azaldıkça daha fazla küçük ve yavru balık avlandığını, bu sürecin de denizlerdeki yaşamın  geriye dönülmez şekilde bitme noktasına doğru gittiğini söyleyen Greenpeace yetkilileri çok geç olmadan yasal balık avlanma boylarının yeniden  belirlenmesi için Tarım Bakanlığını göreve çağırıyor.

Greenpeace’e göre böyle devam ederse 40 yıl içinde denizlerdeki balık stokları tamamen tükenebilir. Şu anda büyük balıkların % 90’ının, toplam balık stoklarının da %60’ının yok edildiğini savunan yetkililer henüz çok geç kalınmadığını ve yasal düzenlemelerle gelecek kuşakların da zengin deniz ürünlerini tadabileceklerini söylüyor.

Yumurtlama alanlarında ve yumurtlama dönemlerinde yapılan avlanmalar deniz kaynaklarını ziyan ederken doğal dengeyi de bozuyor. Balıkların olgun boya erişip  yumurtladığında binlerce balığın yaşama fırsatı bulacağını hatırlatan yetkililer, balıkların avlanma boylarının en az bir kez yumurtlamaya elverişli hale gelmesini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep ediyorlar.

Bu alanda kararlılıkla mücadele yürüten bir başka grup ta Slowfood hareketi çerçevesinde oluşturulmuş buluna Fikir Sahibi Damaklar grubu. Grubun kurucusu Defne Koryürek kampanyalarını daha özgül bir alanda sürdürüyor. “ İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın” kampanyası çerçevesinde henüz yumurtlama büyüklüğü olan 24 cm’e ulaşamamış sarıkanat, çinakop, defne yaprağı gibi lüfer ailesinin yavru gruplarının avlanmasını engellemeye çalışıyor. Tüketilen her çinakopun binlerce lüferin sonu anlamına geldiği konusunda kamuoyunda geniş bir duyarlık yaratan grup öncelikle tüketicileri yanına çekmeye çalışmış.

Kampanyalarına bir yandan balıkçıları, bir yandan da tüketicileri ve balığı sunan lokantaları katmaya çalışıyor.

Grubun aylardır yürüttüğü militanca mücadele sonucu İstanbul’un pek çok lokantası çinakop ve sarıkanadı vitrinlerine sokmuyor. Çünkü konuya duyarlı pek çok İstanbullu menüsünde çinakop bulunan lokantaları mailler yoluyla diğer kampanya katılımcılarına duyurarak lokantanın kara listeye alınmasını sağlıyor. Müşterilerin ciddi bir baskı oluşturduğunu kabul eden lokantacılar kampanyanın başarılı olması halinde İstanbul sofralarının kraliçesi lüferin bollaşarak yeniden menülerine girebileceği günlerin ümidini taşıyorlar.

Fikir Sahibi Damaklar grubu bugün bir çağrı yayınlayarak vatandaşların aşağıdaki adreslere bir dilekçe ile başvurarak mevzuattaki 14cm’lik avlanma alt limitinin “ yasal bir katliam” olduğunu, ve lüferin  üreme erişkinliğine ancak 24-26cm arasında ulaştığın ve bu konuda gerekli yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını talep edilmesini istiyor.

Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Genel Md., Doç.Dr.Muzaffer AYDEMİR

[email protected]

Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Genel Md. Yrdc., Dr.Durali KOÇAK
duralı[email protected]

Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Su Ürünleri Hiz. Daire Bşk., Vahdettin KÜRÜM
[email protected]

Başbakanlık
[email protected]

More in Doğa

You may also like

Comments

Comments are closed.