Röportaj

Yüksel Selek: “Geleceğin partisiyiz.”

0

Romantikler ileri.. Bu sloganla bayrağı devraldı Yüksel Selek.. Yeşilleri parti olmaya taşıyan Büyük Kongre’de partinin yeni kadın eş sözcüsü oldu.. Arkasında bıraktığı siyasi deneyimden gelen güvenle tüm romantikleri Yeşiller Partisi çatısı altında mücadeleye çağırdı. Sadece parti çatısı altında değil “Barış İçin Yaşlılar Heyeti” gibi pek çok platformda O, elini taşın altına koyuyor, mücadeleyi sürdürüyor. Hatta belki korkan, çekinen “gençlere” inat.. Hepimizden daha genç, daha inançlı..  Çünkü O’na göre en önemli misyon yaşamın sürdürülebilir olması. “Zoru başarmaya yazgılıyız” diyen Yüksel Selek’le  konuştuk.. Açıklıkla paylaştı..


Emekli olamadım

– Hayatınız politik mücadelenin içinde geçti. Neden şimdi emekli olmak, olanı biteni uzaktan izlemek yerine yine görev almayı seçtiniz? En önemli motivasyonunuz nedir?

– Kendimi emekli etmeyi denedim, ama yapamadım. Yaşadığım yerde, ülkede, dünyada olup bitenlere kayıtsız kalamıyorum, uzaktan bakamıyorum. 35 yıllık siyasi, sivil mücadele geçmişim bir yaşam tarzına dönüşmüş sanırım. Enerjimi topluma dönük kullanma eğilimim, belki de kişiliğimle, mizacımla ilgilidir. Adaletsizliğe, ayrımcılığa, haksızlığa, yıkıcılığa, duyarsızlığa vb. dayanamıyorum. Bütün bunları değiştirmek için mücadele edilmesi beni her zaman harekete geçmek için motive eder.

– Neden mücadeleyi sürdürmek için Yeşiller çatısını seçtiniz? Komünist gelenekten geliyorsunuz. Arkadaşlarınızın tepkisi ne oldu?

Bu tarihsel süreçte, dünyadaki yaşamın sürdürülebilir olması için mücadele etmekten daha önemli bir misyon olmadığı kanısındayım. Küresel iklim değişikliği, ekosistemlerin, doğal döngünün bozulması, kısaca  gezegenimizdeki yıkımın dönülmez bir noktaya sürükleniyor olması ülkenin, dünyanın diğer tüm önemli problemlerinin çözümüyle birlikte ele alınmadığında önemini yitiriyor.  Bu nedenle Yeşiller Partisi’nin ikinci kez, geç de olsa kuruluşunu sevinçle karşıladım ve destek vermeyi arzu ettim.

Yine tarihsel olarak, Sosyalizm de dünyayı değiştirme misyonuyla yüklü, eşitlikten, adaletten yana, sömürüye karşı olduğu için mücadelede yer almıştım. Değişen dünya ile birlikte biz de değişiyoruz, yenileniyoruz. Eski mücadele arkadaşlarım da öyle. Dolayısıyla benim Yeşiller Partisiyle çalışıyor olmama elbette olumlu bakıyorlar.

Zoru başarmaya yazgılıyız.

– Kongre konuşmanızdaki çağrınız “romantikler ileri” idi… Bu çağrı yankı buldu mu? Eş sözcülüğünüzün ilk 3 ayı doldu. Belki kısa bir ön değerlendirme yapabilirsiniz…

Evet, Partide çok yeniyim. Yeşil hareketin kendisi zaten romantik. O kadar ki, ülkenin siyasi gerçekliğiyle büyük bir çelişki oluşturuyoruz. Bize, uzaydan değilse bile Almanya’dan gelmişiz gibi bakıyorlar.  Yeşil siyaset, mevcut siyaset dünyası için de, çoğunlukla toplum için de  yabancı, gündem dışı adeta. Bu siyasal ortamda Partimizin görünür olması kolay değil. Biz bugün, zoru başarmaya yazgılıyız.

Geçen bu kısa sürede Partiyi, Yeşilleri tanımak benim için heyecan verici bir deneyim oldu. Eskiden içinde bulunduğum siyasal oluşumlardan çok farklı bir üye profili var. Genç, konusuna vakıf, hatta uzman, enerjik, zoru başarmak için engel tanımayan, tutkulu insanlarla  çalışmak  benim de enerjimi diri tutuyor.

Ayrıca, hiyerarşiyi reddeden, farklılıklara yaşam alanı tanıyan, katılımcılığı öne çıkaran, özgürlükçü anlayış, tam da benim mizacıma uygun olduğu için Yeşiller Partisi’nde mutluyum. Partinin şiddeti dışlayan yeni bir dili geliştirme çabası, iç ilişkilerine buna göre kurması, örgütsel işleyişini zihniyetine, ihtiyaçlarına  uygun olarak yeniden yapılandırma süreci işliyor. Aslında Parti henüz, temel felsefesine uygun bir inşa süreci yaşıyor.  Umutluyum. Biz, geleceğin partisiyiz. Ne kadar yeni ve genç olsak da, diğer siyasi partiler için bir model oluşturacağız. Şimdiden, bizden etkilendiklerini de fark ediyoruz.

Barış için vicdanınızı dinleyin

– “Barış için yaşlılar heyeti”nin fikir annesisiniz. Neden yaşlılarla el ele vermek? Barışa nasıl ulaşabiliriz?

Bu, gelenekten beslenen bir  fikir. Bu dünyada gün görmüş, deneyim biriktirmiş aile büyüklerine saygı, bizde de, dünyada da hala  geçerli bir değer. Kendileri için beklentileri olmayan yaşlı insanlar, ailede de toplumda da anlaşmazlıkların çözümünde rol oynayabiliyorlar. Sabırlı olmayı, tarafları dinlemeyi, eskilerin deyişiyle, hakkaniyet gözeterek çözüm önermeyi bilirler. Hindistan’da kırsal yörelerde hala halk arasındaki sorunları, önce yaşlı insanların yer aldığı kurullar ele alıyor, olmazsa sorun adliyeye intikal ediyor. Yaşlılar bir arabulucu işlevi görebiliyorlar.

Afrika’da, Nelson Mandela’nın himayesinde kurulan, Desmond Tutu’nun sözcülüğünü yaptığı bir Yaşlılar Heyeti var. Geçenlerde ülkemize gelen, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde rol üstlenen bağımsız heyet de bir bakıma böyle bir heyet. Gelen heyetin başındaki, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Ahtisaari, aynı zamanda Mandela’nın kurdurduğu o heyetin üyesi. Onlar, birçok çatışma bölgelerine, felaketlerin, açlık gibi büyük sorunların yaşandığı yerlere giderek çözüme yardımcı olmaya çalışıyorlar.

– Yaşlılarla el ele verirken, daha yaşanabilir bir dünya kurmak için gençlere çağrınız  ya da önerileriniz neler?

Gençlere verilecek en önemli mesaj şu olabilir: Barış için tarafları iyi dinleyin, vicdanınızı dinleyin, adil olun ve elinizi taşın altına koymaktan kaçınmayın. Barış her şeydir!

– Politik kimliği ile tanıdığımız Yüksel Selek’i daha yakından tanımak için soruyorum: Hayatta keşkeleriniz, pişmanlıklarınız oldu mu? Nelerdir bunlar?

Hayatta küçük hatalar dışında, yaptıklarımdan hiç pişmanlık duymadım. Ancak, öyle tutkuluydum ki, yapamadıklarıma hala hayıflanırım. Örneğin, bir sanat dalıyla uğraşmak, bir enstrüman çalmak. Çocukluğumdan beriiyi bir yazar olmak isterdim. Özellikle de Faulkner gibi yazabilmeyi çok…

RÖPORTAJ: Işıl Sarıyüce (Yeşil Gazete)

More in Röportaj

You may also like

Comments

Comments are closed.